Saturday, September 30, 2006


örduck... 8)

duvarımdan bir kare...

gün bana küskün
ben geceye aşık...

afrika'dan gelen bir mask.
salona girdiğinizde göz göze geliyorsunuz...

japonya'dan gelen bir hediye...
salonda kapıda asılı.

cem karaca... 60'lı yıllar...
tarsus'taki konserinde bana imzalamıştı.
kendisine göstermeyi çok istemiştim.
ama olmadı...

ben dün gece rakı oldum
kadehe doldum içildim.

"biliyor musun??
gece tütsü yaktım.
evim sen koktu...
önce kokladım.
sonra koku ve ben
sana gittik...
koku senin oldu
ben kokusuz kaldım."

hand painted bir vazo... yıl 1954.

bence tom waits... ne dersiniz?

hadi salona geçelim. jazz mı yoksa blues mu?

tezgah üstünden bir detay...

kahve fincanları... acaba kaç kez beni sarhoşluktan kurtardılar.

fırın...

mutfak tezgahı... tavukoreçi bulduğum tezgah.
6 yıl önce tavuk butundan kokoreç yapmıştım wog'da!
başarılı olmuştu.

zeytinyağı ve nar ekşisi... salatalarımın vazgeçilmezi.


mutfağım... benim keyif aldığım bir yer.
yaptığım yiyecekleri çıkmadan tükettiğim yer.
dizilmiş baharat şişeleri. lezzet katan...

yine girişte duvarda asılı duran
iki küçük porselen tabaktan biri.
ve yakın çekimle oluşan bir yüz...

girişteki aynadan yansıma.

bir alev...bir renk...bir gece.

her evde vardır sanırım... bu nazar boncuğunun özelliği
bodrumlu olması ve 20 yaşının üstünde olması.
girişte kapının hemen üzerinde.

Monday, September 25, 2006


evimi çok seviyorumm. her yerinde o kadar çok detay
var ki... hepsini kareleyip sanal ortama kaydetmek fikri
2 saat önce çıktı. ve ilk karenin, eril in küçükken çizdiği
bir ev resmi olmasının güzel olacağını düşündüm. işte evimm...