ERICSSON'un dedesinin dedesinin dedesi...
canavar gibi çalışıyor.

ne içersiniz? aaa! boş muymuş?

evimin en güzel anısını anlatacağım...
yalnız yaşamaya başladığım ilk yıl. geceleri kendimden uzaklaşmak için aldığım 1000lik bir Mordillo puzzle'ı. akşam eve gelipte 3-5 tane parçayı yerine koyduğumda vakit geçmiş oluyordu. aylar sonra puzzle tamamlanmaya yakın kafamda bir fikir oluşmuştu: son parçayı yerine koymayıp çerçeve dışında bırakmak!
Eril 9 yaşında... puzzle tamamlanmış son parça dışarda çerçevelenmeyi bekliyor.
günlerden bir pazar. eril bende. mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlıyorum:

- baba!!!
- efendim Eril?
- sen en sonu yerine koymamışsın.
- neyin??? haa! biliyorum Eril.
- ben onu yerine koydum.
- Erilll.

sonra ben Eril'e düşüncemi anlattım. O'da gidip 1000 parça içinden.......

çaput bebekler...

kıvırcık... (1957)

japon kadını.
tahtadan biblo.

votka/nar ve dilimlenmiş yeşil bodrum mandalinası...

misket, cicoz, gulle
üttün... ütüldüm.

küçük bir çan.
kapı kulpunda ama
siyah beyaz...